4 Ağustos 2010 Çarşamba

The Legend of Sigurd and Gudrun-I

In forge's fire
of flaming wrath
was heaviest hammer
hewn and wielded.
Thunder and lightninng
Thor the mighty
flung among them,
felled and sundered.


The Legend of Sigurd and Gudrun, büyüleyici bir yaratılış anlatısı ile başlıyor. Yaratılış efsanelerini okumak her zaman aynı heyecanı verir bana. Bu sefer önce yer, güneş ve okyanus ortaya çıkıyor; ardından tanrılar geliyor savaşmak için. Fakat burada çarpıcı olan ve gelecek hikayenin ana damarını oluşturan kahramanların da tanrılarla birlikte savaşmak üzere ortaya çıkıyor olması. Hikayemizin kahramanından bu yaratılış kısmının son satırında bahsediliyor:

"for the one they waited
the World's chosen."

Yine bütün mevzu bir yüzük etrafında dönecek. İkinci kısımda cüce Andvari tarafından dövülen altının kaynağı yine Andvari Şelalesi (the falls of Andvari) olarak verilmiş. Burayı ben anlamadım. Hani, Wagner'in versiyonunda kötücül cücemiz Ren Kızları'nın koruduğu Ren Altını'nı (Das Rheingold) çalar ve o melum yüzüğü bu altından döver. Dünya'nın kalbi, sırrı, özüdür bu altın, o yüzden ona sahip olan dünyaya da sözünü geçirebilecektir. Ancak Tolkien versiyonunda bir boşluk var gibi geldi bana; yahut ben tam anlayamadım.

21 Şubat 2010 Pazar

Song of Nimrodel

An Elven-maid there was of old,
A shining star by day:
Her mantle white was hemmed with gold,
Her shoes of silver-grey.

A star was bound upon her brows,
A loght was on her hair
As sun upon the golden boughs
In Lórien the fair.

Her hair was long, her limbs were white,
And fair she was and free;
And in the wind she went as light
As leaf of linden-tree.

Beside the falls of Nimrodel,
By water clear and cool,
Her voice as falling silver fell
Into the shining pool.

Where now she wanders none can tell,
In sunlight or in shade;
For lost of yore was Nimrodel
And in the mountains strayed.

The elven-ship in haven grey
Beneath the mountain-lee
Awaited her for many a day
Beside the roaring sea.

A wind by night in Northern lands
Arose, and loud it cried,
And drove the ship from elven-strands
Across the streaming tide.

When dawn came dim the land was lost,
The mountains sinking grey
Beyond the heaving waves that tossed
Their plumes of blinding spray.

Amroth beheld the fading shore
Now low beyond the swell,
And cursed the faithless ship that bore
Him far from Nimrodel.

Of old he was an Elven-king,
A lord of tree and glen,
When golden were the boughs in spring
In fair Lothlórien.

From helm to sea they saw him leap,
As arrow from the string,
And dive into water deep,
As mew upon the wing.

The wind was in his flowing hair,
The foam about him shone;
Afar they saw him strong and fair
Go riding like a swan.

But from the West has come no word,
And on the Hither Shore
No tidings Elven-folk have heard
Of Amroth evermore.

16 Şubat 2010 Salı

The Lay of the Völsungs Üzerine



Her Tolkien ve mitoloji aşığının okuması gereken bir kitap The Legend of Sigurd and Gudrun. Adından da tahmin edeceğiniz gibi bu sefer Tolkien esin kaynağına daha da yakın bir çalışma ortaya koymuş.

Kaynağımız yine mitoloji, İskandinav mitolojisi. Wagner'in de Der Ring Des Niebelungen dörtlemesini yazarken esinlendiği hikaye bu sefer Tolkien'in elinde yeni bir hayat ve biçim buluyor. Bütün hikaye nazım tarzında.

Hikayenin gelişimi, geri planı, gidişatı, belirsiz noktaları ve bitişi bizleri şaşırtmayacak bir akış içinde. Aslında genel olarak okuyucuyu şaşırtacak çok şey yok; şaşırtmaktan ziyade hayran bırakan ve her şeyden çok içinizdeki mitoloji arpinin en kuzey tellerine dokunan bir eser bu.

Yine bir yüzük; bir kahraman ve bir tanrıça var. Tabi ki "kötüler" de var.

Daha kişisel bir yorum girecek olursam, bu masalın sonunu Medea'ya benzettim demeliyim. Hatta, nedense bu sefer Tolkien'den hiç beklemediğim bir misojini ile karşılaştım.

Size tavsiyem, okumadan önce Brynhild ve Siegfried ile ilgili masallara bir kez daha farklı kaynaklardan göz atmanızdır.